Türkiye’de tek dil Türkçe’nin kullanılması konfordur, çok dil olması hayat kalitemizi bozar.

Türkiye’de tek dil Türkçe’nin kullanılması konfordur, çok dil olması hayat kalitemizi bozar.

ADNAN OKTAR: Kürt kardeşlerimize iyilik etmiş olmazlar ki. Kürtçe öğrenen bir genç gelecek Ankara’ya; Türkçe bilmiyor, acayip zorlanır. Ben gideceğim Mardin’e; “şuradan yarım kilo baklava versene amca” diyeceğim, bana Kürtçe bir cevap verecek. Şimdi bu oldu mu? Ben onu anlamayacağım, o beni anlamayacak. Bu nedir, buna ne gerek var? Hepimizin birbirimizin dilini anlayacağımız bir sistem olması lazım. Bu konfor ve güzelliktir. O hayat kalitemizi bozar bizim. Benim burada Güneydoğulu birçok tanıdığım kardeşlerim var. Mesela yarın da yine misafirlerim gelecek, Güneydoğulu; Türkçe biliyorlar. Kürtçe bilseler ben ne konuşacağım, nasıl konuşacağım onlarla? Bunlar çok zorlama şeyler. Ama deseler ki; “Güneydoğu’yu kalkındırın,” bu doğru. “Güneydoğu fakir, oraya yardım edin;” bu doğru. Bunu desin. Mesela “yiyecek gönderin, kıyafet gönderin” desin, bu doğru. “İş yerleri açın” desin, bu doğru. “Oradaki sefalet gitsin” desin, bu doğru. Ama Kürtçe, belli ki hem kardeşlerimizi mağdur edecek, hem bizi mağdur edecek. Bizi birbirimizden koparacak bir sistem bu. Ben onun dilini anlamayacağım, o benim dilimi anlamayacak. O kitap yazacak, ben okuyamayacağım; ben kitap yazacağım, onlar okuyamayacak. Bunun ne faydası var? Onlar gazete çıkaracak, kardeşlerimiz, biz de gazete çıkaracağız; onlar bizim gazetemizi okuyamayacak, biz onlarınkini okuyamayacağız. Olacak iş mi? Biz bütünüz, aynı ailenin çocuklarıyız. Benim kardeşlerimin büyük bölümü Kürt. Kız arkadaşlarımın da büyük bölümü Kürt. Nerden çıkıyor bu? Şimdi gelecekler bana Kürtçe bir şey diyecek, ben de anlamıyorum. Niçin ihtiyaç oluyor böyle bir şeye? Ülkü, ideal istiyorlarsa İttihad-ı İslam. Eğer bir enerjiyle doluysalar bu enerjiyi İttihad-ı İslam’a hasretsinler.br br Abdullah Öcalan’a gönderdiniz mi Yaratılış Atlası’nı? Göndersinler. Adresi belli zaten.br br Keyif için bir rahatsızlık meydana getirmek. Mesela Kürtçe televizyon da var, seyrediyorum. Güzel, konuşuyor kardeşlerimiz ama ne dediklerini anlamıyorum. Müzik söylüyorlar mesela, çok güzel parçalar okuyorlar ama anlamıyorum dediklerini. Şimdi ne bu? Şimdi oluyor mu bu? Türkçe ortak dilimiz. Hepimiz Türkçeyi bilelim; İngilizce de öğren, Almanca da öğren, Kürtçe de öğren, Çerkezce de öğren; iftihar ederim, gayet güzel. Devlet Kürtçe de öğretsin ayrıca, kanunu ona göre düzenlesinler. Ama ben kardeşlerimle konuşmak istiyorum, bağlantıda olmak istiyorum. Çok mübarek insanlar, çok değerli insanlar, çok efendi insanlar. Haklı olan bir şeyi söylesinler. Haklı olan oradaki sefalettir, oradaki fakirliktir. Bu doğru. Oluk gibi yardım edelim, maal-iftihar. Bilgi eksikliği var, doğru; eğitim için her türlü imkanı seferber edelim. Ama bu dil konusu ayırmaya yönelik. Mesela bir ailenin fertlerini düşünelim, benim anneme diyecekler ki; “Sana başka bir dil öğretelim.” Ağabeyime diyecekler ki; “Sana başka bir dil öğretelim.” Ben nasıl konuşacağım? Ne gerek var? Niye ihtiyaç bu yani? Bu bizim hayat kalitemizi bozacak bir sistem, başka bir şey değil. Mesela Barzani, şu, bu falan geliyor, bakıyoruz Türkçe biliyorlar. Güzel, Türkçe bilmeleri çok hoş. Talabani geliyordu, o da Türkçe biliyor. Türkçe bilinmemesi çok rahatsız edici olur. Ticarete zarar verir. Ticareti bir kere kilitler, bağlantıyı kilitler, sosyal bağlantıları kilitler, turistik yönü kilitler. Her yönden zarar verileceği görülüyor. Ben Kürtçe yok olsun demiyorum. Kürtçe alabildiğine herkes öğrensin. Daha önce de söyledim, babam benim gayet güzel Çerkezce biliyordu ama Türkçe konuşuyordu. Amcalarım da öyle, Çerkezce biliyorlardı ama Türkçe konuşuyorlardı. Bütün akrabalar öyleydiler. Mesela bizim Mardinli tanıdıklarımız var, Araplar; gayet güzel Türkçe konuşuyorlar. Ama cayır cayır da Arapça konuşuyorlar. Türkçe konuşmaları bir nimet.


User: A9 TV

Views: 80

Uploaded: 2013-12-06

Duration: 05:18

Your Page Title