Sultân-ı Aşk

Sultân-ı Aşk

Kendi hüsnün seyr kılmak istedi sultân-ı Âşk br Eyledi keşf-i cemâl ya’ni açıldı kân-ı âşk br Çıktı bir gevher o kândan bîmisâl ü bîkıyas br Zerre-i nûrunda kılmış bin güneş pinhan âşk br Gevher-i nûr-i Muhammed, mâye-i tohm-i vücud br Kim anınla âşikar oldu bilindi şân-ı âşk br Aşk edip andan zuhûr, ol aşkın oldu mazharı br Eyledi ta’zim ü tekrim, nice bin yıl anı âşk br Öyle bir gevher ki, “mâkâne mâyekûn”un kânesi br Öyle bir gevher ki olmuş vasfının hayranı âşk br Akl-ı kül etti zuhûr hem şûle-i nûr oldu ruh br Neşr-i câm-ı feyz-i akdesle kılıp devrân aşk br Nûr içinden bir kalem çıktı cihan bir noktası br Levh olup cümle yazıldı serbeser fermân-ı âşk br Sabit oldu suhf-ı âlem kıldı âşk sırrın ayân br Ahmed-i Muhtâr’ı mahbub eyledi i’lân âşk br Oldu bir derya Muhammed’le muhabbet pür hikem br Kaynayıp âlemleri oldu muhît ummân-ı âşk br Ol cemâl-i hüsne karşı neş’esinden âşk-ı pâk br Hâk-i pâye nezr kıldı âlem-i imkânı âşk br Zîr-i pâyine döşendi nüh felek arz u semâ br Eyledi zâhir sırat ü mahşer ü mîzanı âşk br Haymegâhı arş olup kürsî ana bir tahtgâh br Nur içinde kendi kendin eyledi seyran âşk br Çok sıfat verdi ana çok isim ile kıldı nidâ br Metn-i hüsnünde kırâat eyledi Kur’anı âşk br Aşktan geldi zuhura âb ü ateş, hâk ü bâd br Açtı esrar-ı vilâdı rahmet-i bârân-ı âşk br Oldu ol nûrun şuâatı melâik bîhisab br Oldular fermanber-i tesbih ü medhihân-ı âşk br Doğdu ol nurdan nice eflâk ü eşbah ü nücum br Eyledi pürzevk ü pürşevk âlem-i ekvanı âşk br Cem’ olup ruh u melâik kıldılar aşka sücûd br Tard edüp ol âşktan vehmeyleyen şeytanı âşk br Kendi kendine hicap olunca gördü nûru nâr br Ol sebepten kıldı zâhir cennet ü nîranı âşk br Nûrdan vehmeyleyen nâra düşüp çekti azab br Nûrunu fehmeyleyenler oldular cânân-ı âşk br Suret-i zîbâsını izhar için âşk âleme br İntihâb etti Cenab-ı ekmel-ül insan-ı âşk br Döndürür dâim Muîd ismi Muhammed aynını br Perde-i âşkı açanlar oldular kurbân-ı âşk br Âşık u ma’şuk u mahbub u habib bir nûr iken br Kesret-i esmâ sıfatta kaldılar nâdân-ı âşk br Kenz-i âşkın masdarı Ahmed Muhammed Mustafa br Cem’ü tafsilinde anın “nezzelel furkan”-ı âşk br Aşk ile olsun salât ile selâm ol nura kim br Nûr-i vechini görenler oldular sûzân-ı âşk br Hem Raûf u hem Rahîm u sahibü’l hulk-ı azîm br Şems-i hüsnünde ayandır hüsn-i bîpâyân-ı âşk br Hâk-i pâyinde Kemâlî can veren âşıkların br Hâk-i pâyinde kurulmuş çeşme-i hayvan-ı âşk br Allahümme salli ale'l cemâlî seyyidünâ Muhammed ve'l kemâli imâm Âliyye'l Murtazâ ve'l şah Hasân-ı müctebâ ve'l şâh Hüseyn-i Kerbelâ.. Salavâtu'llahi aleyhim ecma'în, br *** br Aşk sözü dertsiz olunca meyve vermez; hevestir… yalnız ağızdan çıkar yalnız kulağa varır. Bilmiyorlar aşıklar hayalinin tasvirini rüyalarında görseler yaşlı gözlerinden nice seller akıtırlar. Ey yârenler, canı aşka bırakın da bütün ruh kesilsin, sonra o aşktan gül bahçesine renk sadaka edin… br -Hz.


User: Se11Se111

Views: 22

Uploaded: 2014-06-15

Duration: 04:15

Your Page Title